“Dinle ney’den” , her nefeste bir sadâ-yı Hû gelir
Her nefeste emr-i kün’den ibtidâ-yı Hû gelir
Neyzenin âteş kesilir verdiği ner nefesi
Tam dokuz boğum geçip Hakk’tan nidâ-yı Hû gelir
Derd-i firkatten ezel inler de söyler dâimâ
“Sâz-ı âhım dinleyin” bir nev-edâ-yı Hû gelir
Bildiğin sazdır,hakîkat gözlüğünden gel de bak
Nây-ı Hakkın nefhasından hüveydâ-yı Hû gelir
Remz olunmuştur ezelden kâmilin kaddine nây
Kadd-i dîdardan efendim,muktedâ-yı Hû gelir
Bil ki kâmil sohbetidir üflenen her nây sesi
Her cihetten gûş-u kalbe iktidâ-yı Hû gelir
Mürde-diller iktidâ eylerse ancak gönlüne
Çeşm-i mürşid’den nihâyetsiz cedâ-yı Hû gelir
Derde dükkân olmayan bilmez bu derdin kıymetin
Derdimende mürşidinden,istidâ-yı Hû gelir
Hû bidâyettir , nihâyettir bu ilmin künhüne
Müntehâ Hû olmağa hep mübtedâ-yı Hû gelir
Mâsivâ elbisesinden soyunan üryanlara
Lutf-i settar’dan müzeyyen bir ridâ-yı Hû gelir
Andelîb olmaz mı Hû gülzârına şeydâ olan
Berg-i gülden leb’ine dâim gıdâ-yı Hû gelir
Sâil olmuş Şeyh Murâdî’nin yolun gözler hemen
Kârıdır,Mahvî’ye âkıbet gedâ-yı Hû gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder